Mavi Kangurunun Korona Masalı

Mavi Kangurunun Korona Masalı

Merhaba, nasılsın? Ben Mavi Kanguru. Seni ve arkadaşlarını bir süredir göremiyorum. Sen de biliyorsundur. Korona adında bir virüs var bu aralar. Aslında virüsler hayatımızda hep vardı. Biz daha önce de virüsler nedeniyle hasta oluyorduk. Doktorlar bu virüsleri yenebilen ilaçlarla bizi iyileştiriyorlardı.

Ama ben Korona virüsü yeni duydum. Virüs geldikten sonra her şey çok değişti. Bu benim canımı sıkıyor. Senin de canını sıktığını, endişelendiğini ve bazen korkuttuğunu tahmin edebiliyorum. Doktorlar bir yandan onu yenecek bir çözüm arıyorlar ama bize de bu süreçte sağlıklı kalmamız için neler yapabileceğimizi öğrettiler. Bu öğrendiklerim bana kendimi çok güçlü hissettirdi. Bunları seninle de paylaşmak istedim.

Öğrendim ki bir süre daha evde kalıp,

ellerimi gerektiğinde düzgün bir şekilde yıkarsam,

ellerimi ağzına yüzüne götürmezsem bu virüs daha fazla canımızı sıkamazmış.

Ayrıca uykumu iyi alır, beslenmeme de çok dikkat edersem bu virüs yanıma bile yaklaşamazmış.

Ben bunu çok iyi anladım, bu yüzden şu an evimde, sağlıklı ve güçlüyüm. Bunları sen de yapıyorsun değil mi?

Bazen benim annem ve babam çok endişeli görünüyor. Virüs hakkında konuştuklarını duyuyorum. Hatta bazen değişik davranıyorlar. Kafam karıştı ve onlara sordum. Bu virüs onları da endişelendirmiş. Onlar için de bir sürü şey değişmiş. Ama dediler ki “Dikkat etmemiz gerekenleri biliyoruz ve bunları yapıyoruz. Virüs endişe verici fakat birlikte güvendeyiz. Biz her zaman seni koruruz!” Ohhh, içim rahatladı. Unutma, sen de anne babanın yanında hep güvendesin, çünkü onlar seni hep korurlar ve seni çoook seviyorlar! İstersen onlara da sor.

Ben bazı şeyleri çok özledim. Sen de özledin mi?

Mesela dışarı çıkmayı… Senin de en çok sevdiğin şeylerden biri parklarda koşmak, zıplamak, serbestçe hareket etmek, değil mi? Benim de en ama en çok sevdiğim şey tabii ki parkta özgürce zıplamak ve bunu yapmayı çok özledim. Dışarı çıkamadığım için bunu evde yapıyorum. Sen de benim gibi evinde yastıklardan bir oyun alanı yaratıp zıplayıp, yuvarlanabilirsin. En sevdiğin şarkıyla istediğin gibi dans edebilirsin.

En çok özlediklerimden biri de okulum, öğretmenlerim ve arkadaşlarım… Evet, seni de çok özledim. Arkadaşlarımla tekrar oyun oynamayı, öğretmenime sarılmayı, yeni yeni şeyler öğrenmeyi çok istiyorum. Sabah yoklama yapmayı, oyuncaklarla oynamayı ve paylaşmayı, boyaları, kağıtları, kitapları, bahçedeki kumları her şeyi çok özledim. Ama benim de sizin gibi evde kalmam gerekiyor.

Ben bazen öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı ekrandan da olsa görebiliyorum, biliyor musun? Bu beni çok mutlu ediyor! Evdeki malzemelerimle ve oyuncaklarımla tıpkı okuldaki gibi bir sürü şey yapabiliyorum. Öğretmenim yanıma gelip bana yardım edemiyor ama beni görebiliyor. Yardıma ihtiyaç duyarsam da annem ya da babam bana yardım ediyor. Sen de annen ya da babandan yardım isteyebilirsin…

Ben anneannemi ve dedemi de çok özledim. Yumuşacık sarılmak ve anneannemin en sevdiğim yemeğinden yemek istiyorum. Ama biliyor musun bu virüs bizim gibi küçük çocuklardan çok, yaşı büyük insanlarla tanışmayı seviyormuş. O yüzden yaşlıların kendisine çok çok dikkat etmesi gerek. Ben ne zaman onları çok özlesem anneme söylüyorum, onları arayıp görüntülü konuşabiliyorum. Sen de yapıyor musun?

Aslında özlemenin ya da sıkılmanın dışında hoşuma giden şeyler de var. Bu aralar annem de ve babam da daha sık evdeler. Onlar da bazen evden çalışıyorlar. Onlar evde çalışmak zorunda olduğunda biraz kızgın hissediyorum. Benimle ilgilensinler istiyorum ama günün belli saatlerinde çalışmak zorundalarmış. Off, ne yapayım?! Onlar meşgulken ben de oyuncaklarımla oynuyorum ya da resim yapıyorum. Sen bu zamanlarda neler yapıyorsun? Ahh unuttum! Bu süreçte hoşuma giden şeyler var demiştim. İşte! Annem ve babamın işleri bittiğinde ve dinlendiklerinde birlikte harika oyunlar oynayabiliyoruz. En sevdiğim oyunları! Senin en sevdiğin oyun ne?

Off! Bazen çok eğleniyorum evde ama bazen de içimde tuhaf bir şeyler oluyor.  Anlamıyorum! ‘Ne kadar daha sürecek bu böyle!?’ diye soruyorum, kimse cevabını bilmiyor. Bazen tanıdığım birileri virüsle tanışmış mıdır diye merak ediyorum. Bu beni korkutuyor. Hatta biliyor musun, bir kere virüsü rüyamda gördüm ve çok korktum. Ama sonra uyanınca babamla birlikte resmini çizdik. İşte burada, hahaha bence çok komik gözüküyor!

Bu virüs beni bazen çok öfkelendiriyor. Dışarı çıkmak istediğimde, birilerini görmek istediğimde hiçbiri olmuyor, sıkılıyorum ve içimde tuhaf bir şeyler oluyor, sanki bir yanardağ patlaması olacakmış gibi, ya da bazen karnıma bir fil oturmuş gibi… Senin de bedeninde hissettiğin şeyler oldu mu hiç?

Ben böyle hissedince kendimi tutmakta zorlanıyorum. Ama merak etme! Ben bu durumlarda yapabileceğim harika yöntemler biliyorum. Sen de deneyebilirsin. Bunlar bana çok iyi geliyor.

Mesela;

  • Hemen rahat bir yere dimdik oturuyorum. 3’e kadar sayarak nefes alıyorum, sonra nefesimi tam 6 ya kadar sayarak vermeye çalışıyorum. Bunu annemle karşılıklı birkaç kez yapıyoruz. Hatta nefesimizi verirken “vuuu” “zzzz” gibi değişik sesler çıkarıyoruz. Çok rahatlatıcı!
  • Geçen gün kafamız o kadar karıştı ki oturup ailecek yeni bir plan yaptık. Ne zaman kahvaltı edeceğim, ne zaman bilgisayarda arkadaşlarımı göreceğim, ne kadar çizgi film izleyebileceğim, annem ve babamla oyun oynayabileceğim saatler, uyku saatim… Hepsi konusunda bir anlaşma yaptık. Ohh, kafam artık o kadar da karışık değil😊  
  • En sevdiğim şarkı eşliğinde ailece istediğimiz gibi dans etmek bana çok eğlenceli geliyor! Annemle babam da çok keyifli görünüyorlar. Senin en sevdiğin şarkı hangisi ve nasıl hareket etmeyi seviyosun, rüzgarda uçuşan bir yaprak gibi mi, bir tırtıl gibi mi, benim gibi bir kanguru gibi mi, yoksa dev bir dinozor gibi mi? Hepsini deneyebilirsin.
  • Ben resim yapmayı çok severim, içimden geldiği gibi resim yaparken komik bir şeyler denedim. Resmi hem sağ hem sol elimle, hatta bir de ayaklarımla yapmayı😊
  • Sonra bir keresinde gözlerimi kapatıp kendimi en güvende hissettiğim yeri hayal ettim. Bu güvenli yeri tüm detaylarıyla hayalimde canlandırdım. Hayalimde orayı dolaştım ve gidip en rahat hissedeceğim yere oturdum. Beni burada ne güvende hissettiriyor acaba diye merak ettim ve buldum. Acaba sen güvenli yerinde neler hissediyorsun, orada neler var? Sonra ben güvenli yerimin resmini çizip odamın duvarına astım. İhtiyacım olduğunda bakıp güvende olduğumu hatırlıyorum. Bunu annem ve babamda yaptı, onlara da çok iyi geldi.
  • Annemle ve babamla oynadığım bir oyun daha var. Ben bir hareket yapıyorum ve onlar da aynısını yapmaya çalışıyorlar. Hızlı olursam zor, o yüzden yavaş hareketler yapıyorum. Onları yönetmek harika 😊
  • Sohbet zamanımız da var bizim. Her birimiz teker teker bizi üzen, kızdıran, mutlu eden, korkutan bir durumu saydık dün akşam. Annemi üzen, babamı korkutan şeyler de varmış. Bunu bilmiyordum! Bunu duymak bana yi geldi. Yalnız değilmişim.
  • Bazen en mutlu anımı düşünürken kendime sarılır gibi ellerimi omzuma koyup pıt pıt omuzlarıma dokunuyorum. Bu anıyı düşünmek de bana çok iyi geliyor.
  • Bu dönem geçince neler yapacağımın hayallerini de kuruyorum. Aklımda bir sürü güzel şey var. Onların da resmini yaptım.  
  • Sarılmak da çok güzeel. Anneme ve babama sarılmayı çok seviyorum. Sarılırken şunu söyledim “Ben güvendeyim, sağlıklıyım, güçlüyüm ve seviliyorum” Hadi sen de tekrar et!

Yaşasın, şimdi seninle duygularımı ve yaptıklarımı paylaşmak bana çok iyi hissettirdi. Birbirimizden uzak kaldık ama sanki bizi birbirimize bağlayan sihirli bir ip var gibi. Evinde ve güvende olduğunu biliyorum. Ne zaman buluşacağımızı ben de tam bilmiyorum, keşke bilsem. Ama bir süre sonra tekrar buluşacağımızı çok iyi biliyorum. O zaman hep birlikte oyunlar oynamaya, gezmeye, dolaşmaya, sevdiklerimize sarılmaya bol bol vaktimiz olacak. Buluşana kadar kendine iyi bak. Sağlıklı ve güçlü kalmak için yapman gerekenleri unutma! Seni çok seviyorum.                                                                                              

Mavi Kanguru